İÇİMİZDEN BİRİ  Ömer Yerlikaya'nın Kaleminden

İÇİMİZDEN BİRİ Ömer Yerlikaya'nın Kaleminden

Bu haber 24176 kez okunmuş ve görüntülenmiştir.

Sevgili okurlar gelin biraz eskilere gidelim ve o günleri ve o günlerde yaşanılanları yeniden hatırlamaya çalışalım. 

Beyaz bir gömlek üzerine yelek giyilir bir elde de Oltu taşı tespih eksik olmazdı. Adını ne koyarsanız koyunuz bir parça delikanlılığın şiarından sayıldığı da bilinen bir gerçekti. Ancak bilinen bir gerçek daha vardı o da bizim insanımızın yürekli, mert, sadakatli ve adam gibi adam olduklarıydı. 

Gazetemizin bu gün ki konuğu tabii ki merhum Yalman Yılmazımız. Çapulacılar Sokağında bu halk kahramanımızı uzun uzun ve doyasıya anlatmıştım. Bazen çarşı sohbetlerim de eski anıları büyüklerimizden dinlerken notlar alıyor ve köşemde yayımlıyorum. Yalman Yılmaz çok özel bir insandı. Çocukluğundan beri ele avuca sığmayan birisiydi. En başında ailesine, eşine dostuna ve tabii ki Artvinli hemşerilerine çok düşkündü. Onun olduğu yerde kimse eşine, dostuna, bir Artvinliye söz edemezdi. Yiğitti, sözünün eriydi. Kimsenin hakkına asla göz dikmedi hakkını da kimselere asla yedirmedi. Kabadayı olmak zordur ama kabadayılığı bir ömre yaymak en zorudur. Askerliği apayrı bir dünyaydı ve çok canlı anıları ile geçti. Dönüp memleketine geldiğin de Perkinis sal kasa doç bir kamyon aldı. Ormanlardan odun, tomruk taşıdı. Erzurum’a Giresun’a gitti geldi. Yıllarca o kamyonu ile çalıştı. İnsanları götürdü getirdi, yüklerini taşıdı işlerin gördü. Olandan parasını olmayandan duasını aldı. Hücrelerin de korku duygusu diye bir algısı hiç olmadı. Bu duyguyu hiç yaşamadı. Sal kasa kamyonu ile yollardan çıkar dik çayırlara aşağı arazili kamyonların inemeyeceği yerlere inerçıkardı. Gören şaşırır kalırdı. Şoförlüğü bir numaraydı. Dönemin ne kadar hamalı varsa onları kamyonu ile ormana götürüyor odun yüklettiriyor onlarla yiyip içiyor, ücretlerini fazlası ile ödüyordu.

Hayatını özgürce ve bir cesur yürek gibi yaşadı. Her seviyeden insanla önemli dostluklar kurdu. Cesur yüreği, pervasızlığı ile kısa sürede tanındı ve herkesin çok sevdiği birisi haline geldi. Bileğinin hakkını verebilen birkaç insandan birisiydi. O yaşarken bileğini bükecek bir baba yiğitte hiç çıkmadı. Analar onu alt edecek bir evlat henüz doğuramamıştı. Yalman Yılmaz hiç bir zaman haksızlık yapmadı, kul hakkını yemedi. Eskiden karahan pasajının olduğu yerde Lokantacı Hamdi efendinin çalıştırdığı bir lokanta vardı. Bitişiğinde de merhum Ali Delibaşın parçacı dükkânı bulunuyordu. O lokantada bir köşede Yalman Yılmaz’ın özel masası bulunurdu. O masa kendisine tahsis edilmişti. Kimse o masada oturmazdı. Yalman Yılmaz ne zaman gelse masası onun için hazırlanırdı. Genellikle arkadaşları ile gelir geç saatlere kadar bir şeyler yer içer ve sohbet ederlerdi.

Aynı masada bir başka efsane ismimiz Gürcü Hüseyin’i davet eder birlikte otururlardı. Aralarında yirmi yaş farkı vardı. Gürcü Hüseyin’e itibar eder saygısını eksik etmezdi. Esasen ikisi Artvin’in en sağlam iki kalesiydi. Bu kaleler hiçbir zaman düşmedi. Yalman Yılmaz lokantada iken herkes saygılı edepli olurdu. O varken kimse yüksek sesle konuşmaz aksine saygılarını göstermek için de masasına ikram gönderir kabul etmesini beklerlerdi. İçeri birisi girdiğin de önce Yalman Yılmaz’ın masasına uğrar hatır sorduktan sonra da gidip bir masada otururdu. Yalman Yılmaz bayrağı Gürcüden devir alınca bir şehrin üzerine şemsiye gibi örtünen yanını daha çok öne çıkardı. Onunla gençlik yıllarında kavga eden hatta dayak yediğini bile söyleyebilen pek çok insan tanıdım. Hemen hepsi bir konuda kesin birleşiyordu; Kral adamdı, adam gibi adamdı. Sözüne yüreğine, bileğine çok sağlamdı. O korkusuzdu, cesur yürekti. Bir başına olduğu halde yanında üç kişi beş kişi arkadaşı varmış gibi öne atılır her haksızlığın karşısına pervasızca dikilirdi. Ekmeğini alnının teriyle kazandı. Yıllarca ormanlarda kamyonu ile çalıştı. Ava çok meraklıydı. Arkadaşları ile av partilerine çıktı. Paraya değil dostluğa insanlığa, arkadaşlığa önem verdi.

Sevgili okuyucular Yalman Yılmaz herkesin sevgisini kazanan ve gerçekten herkesin gönlünde taht kuran bir insandı. Ve bu güne değin onunla ilgili onlarca ve belki yüzlerce insanla sohbet ettim ve tek kişiden olumsuz bir şey duymadım. Toplum adamı olmak işte böyle bir şeydi. O bizim onurumuz, gururumuz o bizim cesur yüreğimizdi. Bu topraklar belki bir gücü Hüseyin’i ve bir Yalman Yılmaz’ı bir daha göremeyecek. Belki öyle olacak ama bu iki çınarımız gönlümüzde hep yaşayacaktır. Yüce Allahtan rahmet diliyorum, ruhları şad olsun.

Sevgi ile kalın

ETİKETLER :

ÖNERİLEN HABERLER

2025 KUTLAMA TV+ BANNER AKBANK Arhavi Çay Bisse Erkek Giyim
30.Ağustos-3 30 Ağustos-2 30 Ağustos-1